Girişimcilik dünyasında, bir fikrin tohumdan dev bir ağaca dönüşmesi, hem heyecan verici hem de öğretici bir süreçtir. Bu dönüşüm, startup kavramıyla başlar ve başarıya giden yolda farklı aşamalardan geçerek büyür. Peki bu evrim nasıl ilerler? Hangi terimler hangi aşamayı temsil eder? Gelin birlikte keşfedelim.

Startup Nedir?

Startup, özellikle yenilikçi bir fikre dayanan, hızlı büyüme potansiyeline sahip ve genellikle teknoloji odaklı girişimleri tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Startup'lar, bir problemi çözmeyi veya mevcut bir ihtiyaca farklı ve etkili bir çözüm sunmayı amaçlayan, erken aşamadaki şirketlerdir.

Başarılı bir startup:

• Belirli bir soruna çözüm sunar,

• Yenilikçi bir ürün ya da hizmet geliştirir,

• Kısa sürede geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı hedefler.

Scale-Up: İlk Hedef

Startup'ların ulaşması gereken ilk aşama scale-up olmaktır. Bu aşamaya gelen şirketler:

• Yıllık büyüme oranını istikrarlı şekilde artırır,

• En az 10 çalışan istihdam eder,

• Ürün ya da hizmetin piyasada karşılık bulduğunu kanıtlar.

Yani scale-up olmak, iş modelinin çalıştığını ve sürdürülebilir büyümenin mümkün olduğunu gösterir.

Minicorn

Girişimlerin değeri 1 milyon dolar veya daha fazla ve iş dünyasında nispeten yeni olan şirketlerdir. Bu tarz şirketler henüz emekleme aşamasındadır ancak değerlemesi yakın gelecekte bir unicorn olma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.

Soonicorn

Bu şirketler, 500 milyon dolarlık değerlemeye ulaşmış ve 1 milyar dolara ilerleyen girişimlerdir. Genellikle büyük ölçekli organizasyonlar bu tür girişimleri satın alarak, onların gerçek net değerlerinin üzerinde bir değerleme elde etmelerine neden olur. Soonicorn olarak adlandırılan bu şirketlerin iş modelleri, hızlı ölçeklenebilirlik özelliğine sahiptir; bu sayede daha fazla müşteriye ulaşır ve hızlı bir büyüme süreci yaşarlar.

Unicorn

Girişim dünyasında adından çok bahsedilen şirket türü “piyasa değeri en az 1 milyar dolar olan şirketler” olarak tanımlanır.

Unicorn şirketlerin değerlemesi yatırım turlarında veya özel sermaye yatırımlarının değerlendirmeleri sonucunda ortaya çıkar. Unicorn şirketler piyasada uzun süredir var olan şirketlerden ziyade genel olarak hızlı büyüme ile bulundukları seviyeye gelirler. Dolayısıyla bu şirketlerin küçük bir girişim olmaları ile küresel bir şirkete dönüşmeleri arasında kısa bir süreç vardır. Unicorn şirketlerin bir diğer önemli özelliği ise yeniliğe açık, ilerlemeci ve dijitalleşmeye uygun olmalarıdır. Unicorn şirketler bu çerçevede yatırım almaya yatkın şirketlerdir.

Türkiye’de unicorn şirketler listesinde Getir, Peak Games ve Hepsiburada vardır.

Decacorn

Decacorn şirketler, en az 10 milyar dolarlık değerlemeye ulaşarak unicorn’lardan bir üst seviyeye çıkan nadir şirketlerdir. Bu şirketler:

• Küresel pazarda güçlü bir etkiye sahiptir,

• Endüstriyi dönüştürme potansiyeli taşır,

• Yatırımcılar için cazip fırsatlar sunar.

Türkiye’den çıkan ilk decacorn ise Trendyol olmuştur.

Hectocorn

Piyasa değeri 100 milyar dolar ve üstü seviyesine ulaşmış şirketler hectocorn olarak isimlendirilir ve girişimcilik dünyasında çok nadir rastlanır. Devasa bir yatırım potansiyeli ve piyasa gücüne sahip olan hectocorn şirketler, yalnızca piyasaya değil yeni nesil teknolojilere ve dijital dönüşüm çalışmalarına da yön verme potansiyeline sahiptir. Hectocorn şirketler piyasanın ve endüstrinin yalnızca aktörü değil tam anlamıyla başrolleri hatta yönlendiricileri arasında yer alırlar. Hectocorn’lar günümüzde popüler olan teknoloji, finans ve dijital ticaret alanlarında dünya çapında faaliyet gösteren şirketler olarak öne çıkar.

Türkiye’de Startup Ekosisteminin Durumu

Türkiye’nin startup ekosistemi, son yıllarda uluslararası alanda tanınırlığını artırarak hızla büyümeye devam etmektedir. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler girişimcilerin merkezi haline gelirken, Anadolu'da da girişimcilik faaliyetlerinde bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle teknoloji odaklı iş modellerinin yaygınlaşması, Türkiye’nin yenilikçi fikirlerle dolu bir girişimcilik ekosistemi oluşturmasına katkı sağlamaktadır.

Yerli startup’lar, yurtdışına açılma konusunda daha fazla adım atarken, yatırımcılar da erken aşama girişimler için finansman sağlamada daha aktif hale gelmiştir. Devletin sunduğu teşvik ve destek programları, girişimcilerin işlerini kurarken karşılaştıkları finansal engelleri aşmalarına yardımcı olmaktadır. KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumlar, yeni girişimlerin büyümesine büyük katkılar sağlamaktadır.

Eğitim, İnovasyon ve Destekleme Mekanizmaları

Türkiye’deki üniversiteler, girişimcilik ekosistemine önemli katkılar sunmaktadır. Birçok üniversite, öğrencilere girişimcilik eğitimi ve hızlandırıcı programlar sunarak, girişimcilerin iş dünyasında başarılı olabilmesi için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktadır. Ayrıca, teknoloji transfer ofisleri ve kuluçka merkezleri, üniversitelerdeki girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmelerine yardımcı olmaktadır.

Hızlandırıcı programlar, girişimcilerin işlerini hızla büyütmelerine yardımcı olmakta ve bu programlar yalnızca finansal destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda mentorluk, iş ağı kurma fırsatları ve yönetimsel eğitimler sunmaktadır. Bu programlar, girişimcilerin yurtdışındaki piyasalara açılmalarını teşvik eden önemli bir fırsat sunmaktadır.

Yatırımcılar ve Fonlama

Türkiye’deki startup ekosisteminin en önemli gelişmelerinden biri, girişimcilerin finansman bulma konusunda daha fazla fırsat elde etmesidir. Melek yatırımcılar, girişim sermayesi fonları ve büyük şirketler, yeni girişimlere yatırım yapmaya daha istekli hale gelmiştir. Ancak, erken aşama girişimler için en büyük zorluklardan biri hâlâ yeterli yatırım bulmak olmaktadır. Ancak ekosistemin olgunlaşmasıyla birlikte, yatırımcı sayısı ve fonlar artmaktadır. İstanbul, Türkiye'nin startup merkezi haline gelirken, Avrupa ve Orta Doğu’daki yatırımcılar da Türkiye’ye yatırım yapma konusunda daha istekli hale gelmiştir.

Türkiye'deki Startup Ekosisteminin Geleceği

Türkiye’deki startup ekosisteminin geleceği, genç nüfusun yenilikçi düşünce yapısına ve dijitalleşmeye olan güçlü ilgisine dayalı olarak oldukça umut vericidir. Yatırımcı sayısının artması, devlet teşviklerinin genişlemesi ve küresel rekabetin artmasıyla Türkiye, girişimcilik ekosisteminde daha fazla başarıya ulaşacaktır.

Ancak, iş yapma kültürü, regülasyonlar ve finansman erişimi gibi zorluklar hâlâ girişimcilerin karşılaştığı engeller arasında yer almaktadır. Bu engellerin aşılması, Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin daha verimli bir şekilde büyümesine olanak sağlayacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye’deki startup dünyası giderek daha güçlü hale gelmekte, hem yerel hem de uluslararası pazarlarda başarılı olabilecek girişimlerin sayısı artmaktadır. Girişimcilerin yeni teknolojilere odaklanarak, devlet ve özel sektör desteklerinden yararlanarak ve küresel pazarlar için yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirerek başarılı olmaları, Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin gelecekteki başarısının anahtarı olacaktır.

Girişim Ekosistemi ve Ethis Kitle Fonlama

Türkiye’deki startup ekosisteminin büyümesiyle birlikte girişimcilerin finansman erişimi, hızla önem kazanan bir konu haline gelmiştir. Ethis, borca dayalı finansman modelini benimseyerek, girişimcilerin işlerini büyütmeleri için gereken sermayeyi faize dayalı olmayan bir şekilde temin etmelerini sağlar. Yatırımcılar, projelere katkıda bulunarak kar elde ederken, girişimciler de finansman kaynaklarına erişim sağlarlar. Ayrıca, Ethis'in sunduğu şeffaflık ve etik kurallar, yatırımcıların ve girişimcilerin güvenli bir ortamda işlem yapmalarını sağlar.

Ethis, Türkiye'deki startup ekosisteminin büyümesine katkı sağlayan önemli bir platform olarak, borca dayalı kitle fonlaması arayan girişimciler için ideal bir çözüm sunmakta ve girişimcilik dünyasında etik değerlerle büyümek isteyen herkes için fırsatlar sunmaktadır.