Faizsiz ve adil bir borçlanma sistemi mümkün mü? Karz-ı hasen ile İslam’ın dayanışma ruhunu keşfedin!
Yazan
Yayınlanma tarihi
14 Mar 2025
Günümüz ekonomik sistemlerinde borçlanma kaçınılmaz bir gerçek haline gelmişken, faizsiz ve adil finansman yöntemleri her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Karz-ı hasen, İslam’ın yardımlaşma anlayışını temel alan, karşılıksız menfaat beklemeksizin verilen güzel borç anlamına gelen bir finansman modelidir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde teşvik edilen bu yöntem, sadece maddi bir destek sunmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da güçlendirir. Peki, faizsiz borç verme anlayışı günümüz ekonomik ihtiyaçlarını nasıl karşılayabilir? Gelin, bu kadim dayanışma modelini birlikte keşfedelim.
Faizsiz ve bir menfaat beklemeden verilen ödünce güzel borç manasına gelen “karz-ı hasen” denir. Kur’an ı Kerim’de müslümanları yardımlaşmaya teşvik eden üç dayanışma şekli vardır; infak, sadaka ve karz-ı hasen. Her üçü de mali bir ibadet olmasına rağmen karz-ı hasen yapısı itibariyle infak ve sadakadan farklılık gösterir. İnfak ve sadakada maddi bir karşılık beklenmez sadece Allah’ın rızası aranırken, karz-ı hasende borçludan herhangi bir menfaat beklemeden ödeme kolaylığına ulaştığı zaman borcunun aslını ödemesi beklenir.
Karz-ı hasen kavramı Kur’an ı Kerim’de faizsiz ve karşılık beklemeden verilmesi üzerine bu ismi almıştır. Allah Teala Hadid Suresi 11.ayette buyuruyor;
“Kimdir o, Allah’a güzel bir borç verecek olan ki Allah da onun verdiğini kat kat arttırsın ve onun için değerli bir mükafat versin.”
Bakara Suresi 245. ayette buyuruyor;
“Kimdir o, Allah’a güzel bir borç verecek olan ki Allah da ona kat kat fazlasıyla ödesin. Allah rızkı kısar da açar da. Hep O’na döndürüleceksiniz.”
Hz. Peygamber (sav) müslümanları karz-ı hasene teşvik için şöyle buyurmuştur;
“Miraz gecesi bana cennet kapısında şöyle bir yazı gösterildi. Sadaka için on katı, karz-ı hasen için ise on sekiz katı ecir vardır. Cebrail (as)’a borç vermenin sadakadan niçin üstün olduğunu sorduğumda şu cevabı verdi: “şüphesiz dilenci çoğu kere yanında varken ister. Ödünç isteyen ise ancak ihtiyaç yüzünden ister.””
(İbn Mace, Sadakat 19)
Karz Akdinin Meydana Gelme Şartları
Karzın rüknü icap ve kabuldür. Bunun dışında ödünç verenle ve ödünç verilenle ilgili bazı şartların olması gereklidir.
Ödünç veren kimsenin akıllı, ergin ve ödünç vereceği malın maliki ya da onu karz olarak vermeye yetkisi bulunması gerekir. Bu şarta bağlı olarak küçük çocuk veya akıl hastası kimseler mal bağışında bulunamayacağı için karz-ı hasen de yapamazlar. Vasi de temsil ettiği küçüğün malını ödünç veremez.
Karz-ı hasende, ödünç verme sırasında bir bedel mevcut olmadığı için ödünç başlangıç bakımından teberru muamelesine benzer. Bu yüzden onu verende teberru ehliyeti bulunmalıdır.
Ödünç verilecek şeyin misli (standart) bir mal olması gerekir. Misli sayılması için ölçü tartı veya standart olup sayı ile alınıp satılan şeyler olması lazım.
Hanefi mezhebine göre misli bulunmayan kıyemi malların, hayvan ve gayri menkul gibi, karz-ı hasene konu olamazlar. Tüketildiği zaman benzerini geri ödemek mümkün olmadığı için ve menfaat çatışmasına yol açabileceğinden bu tarz şeylerin üzerinde karz işlemi yapılamaz.
Diğer mezhepler Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre selem akdi yapılabilen her şeyin karz olarak verilmesi mümkün düşüncesi vardır. Misli ve kıyemi her tür bunun içine dahildir.
Akdin gerçekleşmesi için borç verilecek şeyin karşı tarafa teslim edilmesi gereklidir. Buna bağlı olarak konuşmakla karz akdi meydana gelmiş olmaz.
Muhayyerliğin amacı taraflara akdi feshetme hakkı verir. Karzı hasende taraflar dilediği zaman akdi feshetme yetkisine sahip olduğu için borç verenin veya alanın öne süreceği muhayyerlik şartı geçersiz olur. Bundan dolayı muhayyerliğin pratik bir değeri bulunmaz.
Aynı zamanda, vade şartı da geçerli olmaz. Aksi durum neise faizine yol açabilir. Borç verirken ödüncün geri verileceği tarih belirlenirse bu sadece ahlak bakımından bağlayıcı olur. Kaza bakımından bağlayıcı değildir. Fakat, alacaklı maddi anlamda zor duruma düştüğü zaman alacığını vadesinden önce de isteme hakkı vardır.
Karz-ı hasen aracılığıyla maddi sıkıntı yaşayanların kredi ihtiyacının karşılanması mümkündür. Bu yolla daha çok ticari olmayan ihtiyaçlar, dar gelirlilerin kısa süreli sıkıntıları veya ticaretle uğraşanların geçici ve kısa süreli ekonomik finansmanları karşılanabilir. Uzun vadeli ve büyük krediler için kâr zarar ortaklığı esas alınır. Kredilerin hacmi büyüdükçe ve bunu karzı hasen ile karşılamak pek mümkün olmaz.
Kısa vadeli küçük kredilerin daha düzenli ve faizsiz olarak temini için yardımlaşma sandıkları kurulabilir. Üyelerin her ay belli bir aidat ödeyerek ihtiyaç olduğunda biriken primlerin belirli katına kadar kredi alması ve bunu anlaşma şartlarına göre geri ödemesi mümkündür.
Karz-ı hasen, İslam’ın yardımlaşma ve dayanışma kültürünü yansıtan önemli mali ibadetlerden biridir. Günümüzde faizsiz finans anlayışının yaygınlaşmasıyla birlikte, karz-ı hasen modeli de özellikle bireyler arası dayanışma temelli mikro finansman yöntemleri açısından dikkat çekmektedir. Ancak bu yöntemin ticari büyük krediler yerine daha çok kısa vadeli ve küçük ölçekli ihtiyaçların karşılanması için kullanılması uygundur. Modern dünyada yardımlaşma sandıkları ve benzeri uygulamalarla bu prensibin sürdürülebilir bir finansal mekanizmaya dönüştürülmesi mümkündür. Bu sayede ekonomik adaletin sağlanmasına katkıda bulunulabilir ve İslam ekonomisinin temel ilkelerinden biri hayata geçirilebilir.
Spam yok. Sadece en son sürümler ve ipuçları, ilginç makaleler ve her hafta gelen kutunuzda özel röportajlar.
Gizlilik politikamızı okuyun
Ethis Kitle Fonlama Platformu A.Ş., Sermaye Piyasası Kurulu'na faaliyet izni başvurusunda bulunmuş ancak başvuru henüz sonuçlanmamıştır. Platformumuz henüz lisanslı bir kitle fonlama platformu değildir. Bu web sitesi sadece test amaçlı açılmıştır. Sermaye Piyasası Kurulu'ndan faaliyet izni alınmadan ne İhraççılar ne de Yatırımcılar platformumuz üzerinden işlem yapamayacaktır. Saygıyla duyurulur.